Herkesin diline yerleşen IQ kavramı dışında bir de duygusal zekâyı ifade eden EQ kavramı vardır. Duygu ve düşünceleri yönetmek, duyguları kontrol altına almak ve iletişim noktasında öne çıkmak, EQ’nun öne çıkan özelliklerindendir. Peki yeni yeni kıymeti anlaşılan ve IQ’dan bile daha önemli olduğu belirtilen duygusal zeka nedir?
EQ Nedir?
Duygusal zeka kavramı ilk kez, 1990 yılında Salovey ve Mayer adlı bilim insanları tarafından tanımlanmıştır. Kavramı popüler hâle getiren ve önemine değinen kişi ise Psikolog Daniel Goleman’dır. Duygusal zekâ, geçerli olan ve kabul edilen IQ’dan farklı olarak duyguları yönetmeyi ve duyguları yöneterek akıl gerektiren süreçlere hazırlıklı olmayı ifade eder. Yani EQ, (Emotional Intelligence) hisse dayalı süreçlerde zihni yönlendiren ve yöneten bir zekâ türünü içerir.
Duygusal zekânın IQ ile olan genel farkı, ilgili süreçlerde EQ’nun duygu odaklı fayda sağlamasıdır. EQ’su yüksek olan biri, stres yönetiminde, iletişim kurma becerilerinde ve kendinin farkında olma yetkinliğine sahiptir. Duygusal zekayı önemli kılan faktörler de bunlardır. Bu zeka türü, günlük hayatta istenen ve aslında hayatı daha verimli ve sağlıklı kılan niteliklere ev sahipliği yapar. Böylelikle akılcı zekayı temsil eden IQ’dan ayrılır ve hatta bazı yönlerden onun önüne geçer.
Fakat, hangisinin daha önemli olduğu veya hangisini geliştirmenin daha fazla başarı sağladığına odaklanmak yararlı değildir. Çünkü çoklu zekâ kuramı bize şunu gösterdi ki tek bir zekaya bağlı gelişim ya da başarı hedeflemek çok zordur. Zeka türleri, birbiri ile ilişki hâlindedir ve her birinin sağladığı birtakım faydalar vardır. Duygusal zeka ise kişinin duygusal süreçlerini çok daha kolay bir şekilde yönetebilmesine ve öz farkındalığını geliştirmesine imkân sağlar. Şimdi duygusal zekanın belli başlı özelliklerine değinerek bu meseleyi biraz daha açalım.
Duygusal Zeka Özellikleri
Duygusal zeka ile ilişkili olan pek çok kavram var. Örneğin, empati. Kişinin kendi duygu ve düşüncelerini kapsayan bir dizi faaliyetin arkasında EQ vardır. Ayrıca ruh sağlığı ve iyi hissetme hâli de bir tarafıyla EQ’ya bağlıdır. Stresli durumlarla başa çıkmak, bilinçli hareket etmek ve kendini gözlemlemek gibi psikolojik bir altyapıya sahip durumlarda duygusal zekanın varlığından söz edilir. Duygusal zekânın genel özelliklerini ise şöyle özetleyebiliriz:
- Duygusal zekâ kullanımı, öz farkındalıkla ilişkilidir. Kişinin öz farkındalığı yüksekse kendini gözlemleme, eleştirme ve kendilik bilinci ile hareket etme gibi olumlu yönleri gelişmiş diyebiliriz.
- Bu zeka türü, duyguları ve dürtüleri yönetmeyi sağlayarak hangi durumlarda nasıl hareket edebileceği içerir. Özellikle kişisel ve iş hayatındaki kriz yönetimi için duyguları yöneterek karar vermeyi ve uygulamaya geçmeyi sağlar.
- Kendinin farkında olmayı içeren duygusal zeka karşı tarafı dinleme ve empati kurmaya izin vermeyi de kapsar.
- EQ, iletişim ve sosyal becerileri geliştirme konusunda da kişiye rahatlık sağlar. Bir yandan duyguları yönetmeye izin verir bir yandan da ikili ilişkilerde etkili iletişim ve kendini ifade etme ile öne çıkar.
Duygusal zekanın, diğer kavramlarla ilişkili olarak ortaya çıkardığı özellikleri böyle. Duygusal zeka ile ilgili en çok merak edilen sorulardan biri ise bu zeka türünün nasıl geliştirebileceğidir. Biz de şimdi bu soruyu merkeze alacağız.
Duygusal Zeka Nasıl Geliştirilir?
Duygusal zekânın farklı kavramları içererek kişiye yarar sağladığından bahsettik. Hem günlük hayatta hem de iş hayatında bu niteliklere sahip olarak kendinizi fayda kazandırmak için bazı yöntemler geliştirebilirsiniz. Duygusal zekayı geliştirmenin yolu, kendinizi ve çevrenizi gözlemlemekten geçer. Bakış açınızı geliştirmek, içsel süreçlerinize odaklanmak ve ayrıca dış çevreyi duygusal süreçlere göre gözlemlemek, EQ’nun da yararına olur.
Duygusal zeka geliştirilebilir özelliğe sahip olsa da EQ’yu yalnızca popüler göründüğü için geliştirme yolu tercih edilmemelidir. Zaten bu yolu tercih edenler, duygusal zekanın niteliklerine değil, yansımalarına sahip olarak eğreti bir imaja sahip olurlar. Peki duygusal zekayı geliştirme yöntemleri hakkında başka neler söyleyebiliriz?
Bu zeka türünü geliştirmenin yöntemlerinden biri de karmaşık süreçlerde nasıl hissettiğinizi ve davrandığınızı analiz etmektir. Örneğin, karar verme ve karar alma süreçlerinde psikolojik ruh hâliniz sizi yönlendiriyor mu, makul bir stres altında çalışmaya hazır hissediyor musunuz ve motivasyonunuzu korumak için kendi içsel sürecinizi nasıl yönetiyorsunuz?
Bu gibi sorularla kendinizi analiz ederek duygusal zekanın belli niteliklerini geliştirebilirsiniz. Örneğin, EQ’su yüksek olan birisi, kendini keşfederek ve ne istediğini bilerek hareket eder ve duygularının aşırılığından kaçınır. Böyle biri, karar alma aşamasında, inisiyatif de alır ve dürtülerini karar alma sürecinden uzak tutar.
İşte duygusal zekanın gelişmesinin ana kaynakları da bunlardır. Kişi, duygu yönetimi konusunda içsel bir yetkinliğe sahiptir ve duygularının kontrolünü ele alırken başkalarının da duygularını gözlemlemekten geri durmaz. Böylelikle empatik dinleme, empati yetenekleri, stresle başa çıkma, sürdürülebilir ilişkiler kurma ve bakış açısını uygulamaya koymak gibi özelliklere sahip olunur.
Başarıda ve İş Hayatında Duygusal Zekâ
IQ’nun başarıdaki ve iş hayatındaki yerini az çok duymuşsunuzdur. Duygusal zekanın popülerleşerek zeka türleri arasında öne çıkması ise daha çok başarı ve iş hayatındaki yeriyle ilgili. Duygusal zeka, sağladığı tüm kazanımlarıyla birlikte başarılı olmanın unsurlarından biridir. Fakat IQ gibi duygusal zekayı da abartmak, başarmanın sadece bu zeka türüyle ilişkili olduğu görüşünü hakim kılıyor. Oysaki başarı oldukça subjektif bir konu ve yalnızca tek bir duruma da bağlı olarak gerçekleşmiyor. Buna rağmen duygusal zekanın iş hayatındaki yerini ve avantajları da inkar edemeyiz.
Duygusal zekası gelişmiş kişiler, iş hayatında başarılı olmak için gerekli olan birtakım niteliklere sahiplerdir. Örneğin, iletişim becerileri. Günümüzün koşullarında iletişimi yönetmek ve ikili ilişkilerde öne çıkmak, iş hayatında da öne çıkmaya yardımcı olur. Yine üretkenlik ve yaratıcılık, IQ’dan beslendiği kadar duygusal zekadan da beslenir. Duygulardan ve zihindeki duygu yansımalarından etkilenen yaratıcılık, kişinin kendini yöneterek bir şeyi yaratması için gerekli olan hevesi, motivasyonu ve içsel hazırlığı duygusal zeka ile gösterir.
Kişinin kendini en iyi şekilde ifade etmesinin de kaynaklarından olan EQ, kendini tanıyıp hayatı da bu doğrultuda değerlendirmeyi içerir. Kendini tanıyan, duyguları anlayan ve yöneten kişi, çalışma hayatındaki duygusal süreçleri yönetmeye de yatkın oluyor.
Özellikle girişimcilik ve liderlik söz konusu olduğunda, neden IQ’nun değil de EQ’nun öne çıktığı da anlaşılıyor. Liderlik özelliğine sahip biri, kendini nasıl ifade edebileceğini ve duygularını nasıl kullanabileceği bilir. Başarıya giden yolda da kendi potansiyelinin farkında olarak ilerlemek, hedefleri tek tek gerçekleştirmeye de önayak olur. Sonuç olarak iş hayatında duygusal zekanın yeri oldukça önemlidir ama bu başarıyı garanti etmez. Çünkü biliyoruz ki içsel motivasyon ve süreçler başarıda öne çıksa da dış çevreden kaynaklı süreçleri de bir kenara atamayız.
Ayrıca bazı ortamlar ve toplumlar söz konusu olduğunda, duygusal zeka kazanımları pek bir şey ifade etmez ve kişinin bu kazanımlarının üstünde de durulmaz. Duygusal zeka nedir sorusunu merkeze alarak geleneksel tanımlara sıkıştırılmış zeka konusuna değindik. Yapılan araştırmalar, duygusal zeka ile birlikte IQ’nun varlığının da başarıda önemli olduğunu gösteriyor. Ayrıca her zeka türünün belli başlı kazanımlar yarattığı ama her birinin birlikte uyumlu olduğu sürece başarıyı getirebileceği biliniyor.