Ana SayfaBlogÖğrenilmiş Çaresizlik Nedir? Öğrenilmiş Çaresizlik Nasıl Giderilir?

Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir? Öğrenilmiş Çaresizlik Nasıl Giderilir?

Psikoloji literatüründe öne çıkan kavramlardan biri öğrenilmiş çaresizliktir. Pek çok deneye de konu olan öğrenilmiş çaresizliğinin bir diğer adı, kabullenilmiş çaresizlik sendromudur. Bu kavramın bir sendrom olarak ifade edilmesi ise kişi için gitgide yaygınlaşan bir duruma sebep olmaktan ötürüdür. Peki öğrenilmiş çaresizlik ile nasıl mücadele edilebilir? Bununla beraber öğretilmiş çaresizlik nedir? Gelin bu sorular eşliğinde kavramın detaylarına inelim.

Öğrenilmiş Çaresizlik Ne Demek?

Kavramın detaylarına geçmeden önce geçmişine göz atmakta fayda var. Öğrenilmiş veya kabullenilmiş çaresizlik, ilk kez bir deney eşliğinde şu anki adına kavuşmuştur. Söz konusu deney, temel olarak klasik koşullandırmayı içeriyordu. Deney, 1970’lerin başında Pensilvanya Üniversitesi bünyesinde yapıldı. Kavramı psikoloji literatürüne armağan eden ABD’li psikolog Martin EP Seligman ve köpeklerin başrolde olduğu deney sırasında ilginç bir davranışa rastladı.

Öğrenilmiş çaresizlik deneyi olarak karşımıza çıkan deneyde iki aşama uygulandı. Deneyin ilk aşamasında; üç koşul sıralanmıştı. Buna göre ilk klasik koşullanmada köpeklere elektrik şoku verilmiş, ikinci koşulda, şoktan kaçabilmelerine imkân tanınmış, üçüncü koşulda ise şokun verilmemesi talimat edilmiştir. Deneyin asıl ilginç yanı ise ikinci aşamada ortaya çıkmıştır. İkinci aşamada tüm köpeklere elektrik şoku verilmiş; fakat şoktan kurtulmaları için de bir bariyer kurulmuştur.

Köpeklerin bariyer üstünden atlamaları durumunda, şoksuz bölgeye geçmeleri hedeflenmiştir. Kaçma eğilimi gösteren köpeklerin ise ilk aşamadaki şok verilmeyen ve şoktan kaçabilen köpekler olduğu saptanmıştır. Bariyer olmasına rağmen kaçma davranışı göstermeyen köpeklerin ise şoka maruz kalan ilk grup olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak yaşadıkları yoğun stres ve sürekli aynı şeye maruz kalma, köpeklerin çaresizlik durumu sergilemelerine yol açmıştır.

Kısacası olumsuz niteliğe sahip durumların tekrarlanması sonucu pasif davranış ve öğrenme isteğinde azalma görülür. Bu denli durumlarda kullanılan psikoloji kavramı ise kabullenişmiş çaresizliktir. Hayvanlarda görülen bu davranış kalıbı, insanlarda da sıkça rastlanılan şemalardan biri olmuştur. Hatta depresyon, kaygı ve korku durumlarında, öğrenilmiş çaresizlik kalıbına sıkça rastlanır.  Ayrıca depresyon gibi ciddi psikolojik rahatsızlıklarda kişinin kabullenme davranışı, yaşadığı olumsuz koşullara bağlı olarak gelişebiliyor. Depresyon ile beraber çaresizlik ve isteksizlik duygusunun tetiklenmesi, umutsuzluk ve motivasyonsuzluğu da beraberinde getirir. Ayrıca sınav stresinin önünde de bir engel olan öğrenilmiş çaresizlik, kişinin olumsuz koşulları tekrar tekrar kendine hatırlanması olarak ifade edilir.

Sınav döneminde öğrenilmiş çaresizlik ve kalıp davranışlara dair detayları öğrenmek için sınav kaygısı nedir, nasıl yönetilir konulu içeriğimize bakabilirsiniz.

Öğretilmiş Çaresizlik Nedir?

Kabullenme şemasında ele alınması gereken bir başka versiyon ise öğretilmiş çaresizliktir. Genel olarak bu kavram, kişinin içinde bulunduğu ortamdaki kalıp davranış ve düşünceler eşliğinde çaresizlik yaşamasını ifade eder. Yani öğrenilmiş çaresizlik; dış çevrenin, içsel süreçlere etki ederek farkında olmadan sahiplenilen kalıplarıdır.

Öğrenilmiş Çaresizlik ile Nasıl Başa Çıkılır?

Hayatın akışı içinde kötü durumlara ve koşullara sık sık maruz kalma, öğrenilmiş çaresizliği de beraberinde getiriyor. Bu durumun yaygınlaşarak psikolojik rahatsızlıklara evrilmesi ise kesinlikle terapiyi gerektirir. Biz ise öğrenilmiş çaresizliğinin farkına varmak isteyenlere birtakım önerilerde bulunacağız.

Öncelikle öğrenilmiş çaresizlik durumunun bir şema olduğunun farkına varılması gerekilir. Psikolojide şema davranışlar, yaygınlaşan kalıpları ifade eder. Kişi çaresizliği öylesine derinden hissetmiştir ki bunun gerçek ve çözülemez olduğu varsayımına sığınır. Aslında bu davranış, savunma mekanizması olarak da kullanılabilir. Yani kişi, bu çaresizliğe sığınarak öğrenmeye ve bariyeri aşmaya açık olmaz. Bununla beraber öğrenilmiş çaresizliği yalnızca bu durumla sınırlayamayız.

Kişi farkında olmasa bile öğrenilmiş bir çaresizlik sergileyebilir. Bu kalıplaşan davranışın farkında olarak önüne geçmek için ise küçük ama anlamlı adımlar gerekir. Terapilerde de sıkça vurgulanan yavaş ama emin adımlar, benlik inşasının olumlu bir yönde ilerlemesine önayak olur. Kronik çaresizlik durumunu yaşayan biri, kabullendiği davranışı benliğinin bir parçası olarak görebilir. Özellikle öğretilmiş çaresizliğe maruz kalan kişi, öğrendiği tüm davranışlarının gerçek olduğunu bilerek büyür. Böyle bir durumda da farkında olmadan başarı, motivasyon, başarısızlık ve iletişim konusunda kendini savunmasız hisseder.

Esasen kabullenen çaresizliğinin, kişinin kendine uyguladığı önyargılar olduğunu bilmesi, çaresizliğe vurulan ilk darbedir. Bir durumun farkında olmak, o durumun kontrol altına alınması gerektiğini de açığa çıkarır. Öğrenilmiş bir çaresizlik psikolojisinde de yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

  • En başta kişinin bunun doğuştan olmadığını, deneyimlerle şekil alan bir psikoloji olduğunu fark etmesi,
  • Farkındalığa bağlı olarak tecrübelerin hep olumsuz yönde olmayacağını kendine hatırlatması,
  • Öğrenilmiş çaresizlik sendromuna bağlı olarak zaman zaman tecrübelerinin olduğundan daha olumsuz yorumlanabileceğini bilmesi,
  • Çaresizliğin yaşandığı konuya dair enerjik hissedecek anlamlı uygulamalara yönelmesi,
  • Dış ve yakın çevrenin kalıp davranışlarını tespit etmek,
  • Sınırlayan ve duvarı aşmayı engelleyen davranış örüntüsünün hangi durumlarda tetiklendiği bulmak,
  • Özsaygı ve öz farkındalık konusunu, öğrenilmiş çaresizliğe çare olarak kullanmak.

Yukarıdaki tavsiyeler kısacası kişinin benliğini yorumlamasını kapsar. Bu yorum, olumlu ya da olumsuz değerlendirmeden ziyade kendini bir ayna tutmayı içerir. Ayrıca bu ayna tutma işleminde, içsel düşüncelerinin bir kısmının aslında dış seslerden kaynaklı olduğunu da unutmamak gerekir.

Çalışma Hayatında Öğrenilmiş Çaresizlik ile Başa Çıkma

Kabullenişmiş çaresizlik, geniş bir kavram olarak çalışma hayatında da kendini gösterir. Özellikle kaygı ve stresi uzun vadede yaşayan insanlar, öğrenilmiş çaresizliği de bir kalıp olarak gösterebiliyorlar. İş hayatındaki çaresizlik ise dış çevre yani çalışma ortamına bağlı veya kişinin içsel sürecine bağlı olarak ortaya çıkıyor. Kişi, durumu değiştirebileceğine dair inancını da yitirdiği için çaresizlik, kaygıyı tetikleyebiliyor. Ayrıca iş hayatındaki tükenmişlik sendromuna neden olan durumlardan biri de öğrenilmiş çaresizlik olgusu oluyor.

Çalışma hayatında kaygı ve öğrenilmiş çaresizlik durumunu üreten koşullarından biri ise çalışma ortamıdır. Özellikle yöneticilerin ve ilgili departman çalışanlarının, kişinin üzerinde baskı oluşturması ve sürekli aynı ifadeleri kullanmaları, çalışan için kabullenmenin başlangıcını oluşturabilir. Bundan dolayı çalışma psikolojisi dahilinde çalışanların psikolojilerini de ele almak, yöneticilerin en önemli işlerinden biri olmalıdır. Bu yolla, çalışanın yaşayabileceği yoğun çaresizlik duygusu da başlamadan bitmiş olur. Ayrıca ilgili iş süreçlerinde çalışanın inisiyatif almasına teşvik etme ve pasifleştirmeyi ortaya kaldırıcı bir ortam sunmak da izlenebilecek yollardandır.

Öğrenilmiş çaresizlik nedir, bu çaresizlik ile başa çıkmak nasıl mümkündür sorusunu yanıt verdik. Kaygı gibi çaresizliğin de sosyal yönünün olabileceğini unutmamak ve bunların bir önyargı niteliği taşıdığını bilmek gerekir.

İLGİLİ MAKALELER
En Popüler Bloglar
Bu eğitim hakkında ücretsiz bilgi almak için formu doldurun.Size dönüş sağlayalım.